Sağlıkta, hekimlikte, cerrahide ve sağlık teknolojilerinde dünyada yıldızı parlayan bir ülke konumuna gelen Türkiye, uluslararası sağlık turizmine de yön veren bir merkez konumuna geldi. Sanberk Group çatısı altında Prof. Dr. Yusuf Kalko başkanlığında kurulan “Dr. Kalko İnternational Medical Tourism” markası sağlık turizminde sektöre yeni ufuklar açacak yenilikçi bir modelle hayata geçirildi.
Konunun ayrıntılarını Dr. Kalko İnternational Medical Tourism markası kurucusu Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko anlattı.
Türkiye’de ve dünyada damar cerrahisi alanında yaptığınız çalışmalarla sizi takip ediyoruz. Şimdi de bizzat başkanlığını yaptığınız Dr. Kalko İnternational Medical Tourism markasını kurdunuz. Bu markanın kuruluş nedeni ve amacından bahseder misiniz?
Damar sağlığı alanında gerek Türkiye’de gerekse dünyada önemli çalışmalarımız oldu. Özellikle şah damarı hastalarına yönelik yaptığımız inme cerrahisi yöntemi ve uyguladığımız hibrit yöntemlerle tıp literatüründe ilklere imza attık. Dolayısı ile damar cerrahisiyle ilgili dünyada yapılmayanı yaptık ve bu alanda çok iyi bir yol aldık. Yine benim başkanlığımda kurulan Damar Sağlığı ve Yaşam Merkezi ile inme cerrahisi, diyabetik ayak cerrahisi, varis tedavileri, doğumsal damar anomalileri, minimal invaziv damar cerrahisi gibi bölümleri bir merkezde topladık. Dev bir kadro ile çok önemli damar ameliyatları yapıyoruz.
Ülke dışından gelen hastamız da çok. Azerbaycan’dan Almanya’yaya, birçok Avrupa ülkesinden, Orta doğu ve Asya’ya kadar hasta kabul ediyoruz. Hatta yabancı basında manşet olan vakalarımız da oldu.
Ülkemiz de dünyada sağlık turizmi alanında çok önemli bir konumda. Birçok farklı branş için hasta geliyor. Biz de Dr. Kalko markasını kurarak akademik temelli bir hizmet sunalım istedik. Başkanlığını ve akademik danışmanlığını bizzat bemin yönettiğim şirkette dünyanın dört bir yanından hasta başvurularını Türkiye’nin en iyi hekimleri ile buluşturarak en iyi ve en donanımlı hastanelerde en yeni ve gelişmiş teknolojilerle tedavi imkanı sunmayı hedefliyor. Kesintisiz 7/24 hizmet ilkesi ile hasta memnuniyeti için her ayrıntıyı düşündük. Öte yandan sadece Türkiye’de değil hastanın talep ettiği başka ülkelerde de en iyi hastane ve en iyi hekimlerle onları buluşturmayı hedefliyoruz.
Hangi branşlarla çalışmayı hedefliyorsunuz?
Tüm branşlardan alanında en iyileri olan uzman meslektaşlarımızla çalışıyoruz. Her türlü damar ameliyatları ben ve ekibim yapıyoruz. Onun yanı sıra estetik cerrahi, genel cerrahi, beyin cerrahisi, göğüs cerrahisi, kalp ve damar cerrahisi, ortopedi, çocuk kalp ve damar cerrahisi, biyonik kulak cerrahisi, kardiyoloji, invaziv radyoloji, saç ekimi, diş ve çene cerrahisi, medikal estetik uygulamaları, tüp bebek tedavisi, robotik rehabilitasyon, kişiye özel imünoterapi ve organ nakilleri gibi pek çok dalda alanının en iyisi meslektaşlarımızla çalışıyoruz.
İnsanlar bilmedikleri ülkelere gelmekten korkmuyor mu? Özellikle de sağlık konusunda.
Aslıda bu doğru. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Tanımadığınız bir ülkede sağlığınızı kime emanet ettiğinizi bilmek istersiniz. Ayrıca haklarınız neler, sizi olumsuz bir durumda nasıl koruyacaklar bunu bilmek istersiniz. Biz bunu da düşünerek hizmet planımızı ona göre geliştirdik. Öncelikle bu işe uluslararası sertifikayla başlayacağız. Yurt dışındaki insanlar bizi tercih ettiklerinde uluslararası bir şirketle çalıştıklarını bilecekler. Bununla birlikte bize başvuran hastaların bütün tedavi planını yapıp, 24 saatte geri dönüş garantisi veriyoruz. Ayrıca birkaç yerde uluslararası ofis açıp, Avrupa mahkemelerine karşı da sorumlu olacağımızı bildireceğiz.
Bunun dışında ne gibi avantajları var Türkiye’de tedavi olmanın?
Avrupa’nın en yeni, en donanımlı ve en nitelikli hastaneleri Türkiye’de. Aslında biz sağlık alanında çoktan Avrupa Birliği’ne girmeyi hak ettik. Çünkü bizim hastanelerimiz oradaki hastanelerden daha iyi pozisyonda. Öte yandan ülkemiz konum itibariyle o kadar iyi bir yerde ki dört saatlik uçuş mesafesiyle 57 ülke ve 4.5 milyar insana ulaşabilen çok kritik bir noktadayız.
Bizim en büyük iddiamız bu alanda Avrupa’dan yüzde 60 daha ucuz ve daha kaliteli olmamızdır. Bugün Amerika’da bir koroner bypass ameliyatı 125 bin dolara yapılıyorken, Türkiye’de en lüks hastanede 25 bin dolara yapılıyor.
Röportaj: Şükriye ÖZGÜL